Anonim Şirket Yönetim Kurulu Üyelerinin Vergi Borçlarından Sorumluluğu

Bir sermaye şirketi olan anonim şirketler yönetim kurulu tarafından yönetilirler. Anonim şirketleri temsil ve ilzam yetkisi yönetim kuruluna aittir. Yönetim kurulu tek bir kişiden (özel veya tüzel) oluşabileceği gibi birden fazla kişiden de oluşabilir.

Yönetim kurulunun birden fazla kişiden oluşması durumunda, aksi kararlaştırılmamışsa, yönetim kurulu üyelerinin tamamı şirketin vergi borçlarından müştereken ve müteselsilen sorumludurlar. Ancak bunun aksi kararlaştırılabilir. Yönetim kurulu kendi içinde görev bölüşümü yapabilir. Bu durumda yönetim kurulu üyesinin vergi borçlarından sorumluluğu için vergisel ve mali konularda şirketi temsil ve ilzam yetkisinin verilmiş olması gereklidir. Vergisel ve mali konularda yetki verilmemiş özel ve tüzel yönetim kurulu üyesinin Şirketin vergi borçlarından herhangi bir sorumluluğu bulunmamaktadır.

Konuyla ilgili olarak verilen Vergi Dava Daireleri’nin güncel (09.02.2022) tarihli kararında (2020/615 E.,  2022/26 K.);

“Davacının yönetim kurulu üyesi olduğu dönemde yürürlükte olan mülga 6762 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 317. maddesinde, anonim şirketlerin idare meclisi tarafından idare ve temsil olunacağı; 319. maddesinde, esasen yönetim kuruluna ait olan şirketi temsil ve idare yetkisinin esas sözleşme ile yönetim kurulu üyelerinden en az biri veya birden fazlasına veya esas sözleşmede genel kurula veya yönetim kuruluna verilecek yetki ile yönetim kurulu üyesi olmaları şartıyla murahhas üyelere veya şirkette pay sahibi olmasalar bile müdürlere devredilebileceği; 321. maddesinde ise temsile yetkili olanların şirketin maksat ve mevzuuna giren her türlü işlemleri şirket adına yapmak hakkına sahip olduğu hükümlerine yer verildikten sonra 336. maddesinin son fıkrasında, temsil yetkisinin idare meclisi üyelerinden birine bırakılması halinde mesuliyetin ilgili azaya ait olacağı, o işlemden dolayı müteselsil sorumluluğun geçerli olmayacağı ifade edilmiştir.

6762 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun temsil yetkisinin kapsamına işaret edilen 321. maddesinden, temsil yetkisi olanların şirketin maksat ve mevzuuna dâhil olan tüm işleri ve hukuki işlemleri şirket adına yapmaları gerektiği ve bu yetkinin kapsam olarak sınırlandırılamayacağı anlaşılmaktadır. Bu durumda, 6762 sayılı Kanun’un 319. maddesi hükmüne göre temsil yetkisi verilen kişi ya da kişilerin kanuni temsilci kabul edilebilmesi için şirketin maksat ve mevzuuna dahil olan “tüm işlemlerde tam yetkili” olmaları zorunludur.

Belirtilen yasal düzenlemeler uyarınca anonim şirketlerde temsil yetkisinin, sadece merkezin veya bir şubenin işlerine hasrolunmasına dair coğrafi yönden yapılan sınırlamalar ile tescil ve ilân edilmiş olmak kaydıyla müştereken kullanımına dair sınırlamalar dışında sınırlandırılamayacağı, şirketin maksat ve mevzuuna giren sınırlı işlere özgü temsil ve idare yetkisi verilen kişi ya da kişilerin şirketi temsile tam yetkili olmadığı açıktır.

Başka bir anlatımla, şirketin maksat ve mevzuuna dahil olan tüm işlemlerde tam yetkili olmayan, sınırlı olarak temsil ve idare yetkisi verilen kişi veya kişilerin kanuni temsilci sayılması mümkün değildir. Bu itibarla tescil ve ilân edilmiş olsa dahi imza sirküleriyle kendisine sınırlı imza yetkisi verilen kişi ya da kişilerin kanuni temsilci sıfatını haiz olduğu kabul edilemez.

Nitekim, 390 Seri No’lu Tahsilat Genel Tebliği’nde, 6762 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 319. maddesi hükmüne göre temsil salahiyeti verilen kişi ya da kişilerin kanunî temsilci kabul edilebilmesi için şirketin maksat ve mevzuuna dahil olan “tüm muamelelerde” tam yetkili olmalarının zorunlu bulunduğu belirtilmiştir.

Özel … Dershanesi İşletmeciliği Anonim Şirketi’nin … tarihli yönetim kurulu toplantısında … ve … sayılı kararlar alınmış, … sayılı karar ile yönetim kurulundan herhangi iki kişinin şirket unvanı altında atacakları müşterek imzaları ile şirketi en geniş manada temsil ve ilzama yetkili oldukları karara bağlanmıştır. … sayılı karar ile de yönetim kurulu üyeleri arasında iş bölümü yapılmış, davacı, … Dershanenin ders programlarını incelemek, dershane müdürü ve diğer çalışanların performansını artırmak için çalışmalarda bulunmak, performanslarını ölçmek, gereken durumlarda teftişini yapmak, dershanenin ihtiyaç duyduğu pazarlama metotlarını ve öğrenci adres bankalarını hazırlamak hususlarında görevlendirilmiş, şirketin yönetim kurulu başkanı olan … ‘a ise en büyük hissedar sıfatıyla şirketin mali işlerinin yürütülmesini sağlamak, yasalara uygun olarak mali yükümlülükleri yerine getirmek, vergi, SSK primi, harç vb. ödemelerin yapılmasından sorumlu olmak gibi görevler verilmiştir. … sayılı karar, … , … sayılı karar ise 04/02/2013 tarihli Türkiye Ticaret Sicili Gazetesi’nde tescil ve ilân edilmiştir.

Bu durumda, genel kurul kararı ile yönetim kuruluna seçilen davacıya hiçbir mali sorumluluk ve yetki verilmediği, temsil ve ilzama yetkili kılınmadığı, kararlaştırılan iş bölümüyle şirketin vergi borçlarının ödenmesinden ve diğer mali işlerin yürütülmesinden yönetim kurulu başkanının tam sorumlu ve yetkili olacağının belirlendiği dikkate alındığında davacı adına 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 10. maddesine istinaden kanuni temsilci sıfatıyla düzenlenen ödeme emrinde kanuna uygunluk görülmemiştir.” gerekçesiyle verilen Daire kararı onanmıştır.

Görüleceği üzere, özel veya tüzel bir kişinin yönetim kurulu üyesi olması tek başına kanuni temsilci sıfatına haiz olduğu anlamına gelmeyecektir. Bir yönetim kurulu üyesinin kanuni temsilci sıfatına sahip olabilmesi için Şirketi temsil ve ilzam yetkisinin verilmesi, yetkilendirilmesi gereklidir. Böyle bir yetkilendirmenin bulunmadığı durumlarda Şirketin vergi borçlarının tahsili amacıyla yönetim kurulu üyelerine başvurulması hukuken mümkün değildir.